28 Kasım 2013 Perşembe

Üvey kardeşler

"Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever." (Saf - 4)
Müslümanların canları ile imtihan verdiği bölgelerdeki gidişata üzülmek imanımızdandır inşallah. Ancak üzülmek yetmez bir birimize kenetlenmemiz gerekir. 
Bizler bu rahat memlekette din konusunda tartışıp dururken, birileri sırf Allah'ın dinine mensup oldukları için insanları katlediyor. Bu durum karşısında tartışmaktan başka bir şey yapmayanları Allah sever mi ki?

30 Ekim 2013 Çarşamba

Açık ve net!


"Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal 46)

İnternette bazı kimselerin bazı kimseler için çok ağır ifadelerle tekfir ettiklerini, bazı yerde lanetlediklerini, bazı yerde de dini bozmala suçladıklarını gördüm. Bazıları ilmi açıklamalarla yapmış bunu, bazıları da bayağa dümdüz gitmiş. Ne kadar da üzücü. Allah'ın dini karmakarışıkmış gibi hissettiriyorlar. Bir konu hakkında farklı düşünüyorlarsa iş bitiyor, ağızlarına geleni söylüyorlar. Sanki hesap çok yakın değilmiş gibi...
Müslümanların bir araya gelmelerine, beraber çalışmalarına engel oluyor bu tavırlar.
Maalesef İslam'da uzlaşamıyoruz. İslam'da uzlaşamayacaksak hangi konuda uzlaşabiliriz ki? Bundan sonra hangi alim olursa olsun, delilini getirsin itibarını götürsün. Yoksa yok!

18 Haziran 2013 Salı

Eski Kitap Ehli ve Yeni Kitap Ehli

Yahudi ve Hristiyanlar kendi dinlerini bozmuşlar ve dosdoğru yoldan çıkmışlardır. Kendilerine indirilen kitapları bir kenara bırakıp hevalarına uymuşlardır. Yahudi ve Hıristiyan alimleri kendilerine gelen kitapları korumamışlar, insanlara kitabı anlatmamışlardır.

22 Nisan 2013 Pazartesi

HAYATIMIZIN MERKEZİNDE

Yaşadığımız bu dünya hayatında ''Evet''lerimiz ve ''Hayır''larımız'ı hiç düşündükmü verdiğimiz kararlarda evet dediğimiz yada hayır dediğimiz olaylarda onayladığımız yada onaylamadığımız durumlar bizleri nefsimize göre
'mi yoksa kul olarak gönderildiğimiz bu dünya hayatında  Allahın rızalığını kazanma adına evet yada hayır dediğimizi.
Bizlerin ve insanlarımızın bir coğunun bu sorduğum soruya cevap verme adına ve yine nefsinin ona verdiği telkinler doğrultusunda kendisinin duymak istediği cevabı verecektir .
Merkezine birinci önceliğine tek olan Allah'ı mı koyuyoruz yoksa Allahın bizlere verdiği nimetlerimi koyuyoruz.
Birgünlük hayatımızın 24 saatini bi gözden gecirelim : Farz olan ibadet saatlerimizin dışında işte,okulda,pazarda,alışverişlerimizde,arkadaşlık ortamlarında,brokratik ve siyasi duruşumuzda sergilediğimiz tutumlar ve davranışlar Allahın bizlerden istetiği gibimi yoksa rüzgar  nereden eserse nefsimize ve gönlümüze nasıl hoş gelirse öylemi davranıyoruz.
Tabiki nefsimiz acelecidir dünyalık ve menfaatlik işlerde hemen 'evet' der.O zaman dünyalık işlerimizde hemen 'evet' diyen nefsimize anında dur deyip ''hayır''demeliyiz.Allah rızalığı kazanma işinde ise 'hayır'lar coğalır bahaneler artar senden başkası yokmu  bi şekilde birileri ilgilenir bi hal caresi bulunur deyip kafamızdan silmeye calışırız. İşte böyle haller durumunda evet benden başkası olmaya bilir onun icin ben yapmalıyım deme gayreti göstermeliyiz.
Bunu başarmanın tek yolu yine diyorum ki hayatımızın merkezinde Allah olmalıdır
                                                                                                                              VESSELAM

21 Nisan 2013 Pazar

Tefekkür dünyamıza...

"Sırtında yumurta küfesi taşımıyorlar" diye başladı söze kardeşim. Sırtımızda yumurta küfesi mi Notre Dame'ın Kamburu mu taşıyoruz bilemiyorum. Bilmişlik taslamak istemiyorum ama bildiklerimi de inkar etmek istemiyorum.
Aldatıcı bizi Allah ile aldatmasın diye dikkatli olmaya çalışıyorum. Allah'ın kitabında dediğini bir kenara bırakıp, kitapta dediğinden farklı bir şey söyletiyorsa o yumurtalar ne diyim ben şimdi. Haklı çıkmak için el-Hakk'ın dediklerine razı olmak, dediklerini yapmak ve insanlara bunu aktarmak lazım.
Peki şöyle dese bir kişi:

13 Nisan 2013 Cumartesi

SELAM ALLAHIN ADIYLA

İnsanın özgürleşmesi ,hür olması nasıl mümkün olur? Köleleşmiş ruhumuzu özgürleştirmek tabiki bir bedel ister .Ruhumuzu arındırmak öze dönmek ve herşeyi (BİR) lemek gerekir.Birle bir olmak yaşamımızın merkezine o (BİR) koymalıyız. Malesef hayatımızın her döneminde bizlere bicilmiş bir rolmodel önce ailemiz    sonra okul cevremiz sonra iş hayatımız olmuştur.
Hayatımızın merkezine ,birinci önceliğimize ALLAH 'ı ve Resulu nasıl koya biliriz? Samimiyetle herşeyi sıfırlayarak yoksa yine başarısız oluruz .Hz Eyyub gibi candan,yardan,evlattan,maldan kısacası bizi köleleştiren herşeyden kurtulursak yanlızca  Rabbimize kul olmayı bilir Allahın halifesi olduğumuzu hatırlarsak kölelikten kurtuluruz.hic görülmüşmüdür bir halife kula kul olsun tabiki olamaz.

Allah bizleri yanlızca kendisine kulluk edenlerden eylesin

9 Mart 2013 Cumartesi

Esselamun Alyküm ve Rahmetullah

Maide Suresi 51:
"Ey iman edenler yahudileri ve hıristiyanları (İdarecileri) dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur (idarecisidir). Sizden kim onları dost edinirse muhakkak o onlardandır. Allah zalim toplumlara yol göstermez."